14 Şubat 2012 Salı

Çocuğumuz, Biz ve Televizyon

          Hayatımıza bir canlının girmesiyle çizgi filmlerle yeniden tanışmış olduk. Yeniden diyorum, çünkü bizde küçüklüğümüzde çizgi film izlemekten zevk alırdık. Ben küçükken, Tom ve Jerry, Jetgiller, Taş devri çizgileri favorimdi. Hatta kardeşimle anlaşırdık; sen Tom ol, ben Jerry.. Tabi, Jerry her zaman Tom'u alt etmesini bilirdi. Jerry'i seçmemin nedeni de buydu. Biz küçükken zannetmiyorum ki ailelerimiz, çizgi kahramanların hangisi zararlı, hangisi eğitici diye düşünsünler. Zaten günde ne kadar televizyon izliyorduk ki? Kahvaltıyı yapınca dooooğru dışarı; ip atla, evcilik oyna, salıncağa bin :) Zaten dışarıda olmasak bile, komşular gelirdi, biz giderdik vs. Aradan öyle çok uzun zaman geçmemesine rağmen, benim yaşadığım çocuklukla, çocuğumun yaşadığı-yaşayacağı çocukluğun, birbirinden hayli farklı olduğunu gözlemledim.


          Televizyonla, bilgisayarla daha erken yaşta tanışan-tanıştırılan çocuklar Tv karşısında oldukça fazla zaman geçiriyorlar. Ben, anne-baba olarak Tv konusunda oldukça seçici davranmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir çocuğun Tv karşısında saatlerce oturtulmasını, sırf yaramazlık yapmasın diye bilgisayar oyunlarına gömülmesini, doğru bulmuyorum. Birçok annenin elbette kendine göre haklı gerekçeleri olabilir. Ama çocuk yetiştirmek, dünyaya bir can gelmesine vesile olmak sorumluluk ve fedakarlık gerektiren bir durumdur. Saldım çayıra Mevlam kayıra anlayışıyla televizyonlara bakıcı-eğitici rolünü yüklemek en başta kendi çocuğumuza zarar verir. Bebekler, yeni doğduklarında her ne kadar söylenenleri anlamıyor gibi gözükseler de bir çok şeyi anlıyorlar. (Anneye verilen tepki ile yabancıya verilen tepkinin aynı olmaması gibi)Araştırmalara göre, beyin gelişiminin yaklaşık %80'i 0-6 yaş arasındaki dönemde gerçekleşiyor. Zaten insanoğlunun da anne karnından sonra en hızlı geliştiği dönem de bu dönemdir. Yeni doğan bir bebeği düşünürsek, yaşadığımız bu dünya hakkında bir görüşleri yoktur. Su sıcak mıdır?, soğuk mudur?, renkli midir?, renksiz midir? günde kaç bardak su içmek gerekir? Bütün bunları insanoğlu öğrenme aşamasından geçmektedir. Yani çocuklar her şeyi ilk defa öğrenmektedir ve her şeyi merak etmektedir. 2 yaş civarında başlayan "bu ne?" sorusu 3 yaş civarında kendisini "neden?" diye göstermektedir. Bir öğrencimizle yaşadığım diyaloğu anlatamadan geçemeyeceğim; B: Eve gidiyoruz Ç: Neden eve gidiyoruz? B: Çünkü okul bitti Ç: Neden okul bitti? B: Çünkü akşam oldu Ç: Neden akşam oldu? bu muhabbet böyle uzayıp gider:) Keremle bu aralar anne bu ne?, anne bu ne sorularına cevap vermekle geçiyor zamanımız. yaklaşık 6-7 nesneye bu ne? demeden ikna olmuyor :) Konu biraz fazla uzadı, demem o ki, bu dönemde çocuklarda, bizlerin yitirdiği merak ve öğrenme duygusu hakim, her şeyi öğrenmek, herşeyi sormak ve dokunarak tanımak istiyorlar. Televizyon izlerken bu ne kadar mümkün? Televizyondaki çizgi kahramana dokunmak, soru sormak mümkün mü?(Tv izlerken, görür ve duyarız, ancak ne dokunuruz, ne tad alırız, ne de kokusunu hissederiz. Yani bir şeyler eksik kalır.) Aileler olarak da çoğu zaman kolay olanı tercih ettiğimizden çocuğun izlediği şeyleri sorgulamıyoruz. Birazcık oyalansın da ben işimi yapayım mantığı çok yaygın. Zaten olumsuz örnek oluşturabilecek çizgi kahramanları hiç saymıyorum bile. Bu dönemde çocuk gördüğünü gerçek sandığı için , Pokemon gibi uçmak istiyor. Anne babalar olarak bizlere önemli görevler düşmekte o bakımdan çocuğumuza tv açmadan önce şunlara dikkat etmemiz gerektiğini düşünmekteyim:

  • Anne-babalar olarak biz tv konusunda nasıl örnek oluyoruz?  
  • Çocuk tv izlerken öyle bir noktaya takılıp, çevresindeki olaylara tepkisiz mi kalıyor? 
  • Çocukla birlikte çizgi filmi yorumlamaya, anlamaya çalışıyor muyuz? 
  • Çocuk günde ne kadar tv izliyor? 
  • İzlediği çizgi kahramanlar olumsuz örnek oluyor mu?

Hiç yorum yok: